Okuryazarlık ne zaman başlar? Okula başladığımız gün mü? Okuma-yazmayı söktüğümüz gün mü? Okuryazarlık ağırbaşlı, asık suratlı bir uğraş mıdır? Barry Sanders’a göre okuryazarlığın temelleri çok daha erken bir dönemde, anne kucağında atılır. Annesinin memesinden süt emen bebek onun kalıp atışlarını, soluk alıp verişini dinleyerek ilk ritim duyfusunu edinir, annesiyle kurduğu vazgeçilmez bağ sayesinde kendisini okuryazarlığı götğrecek yola adım atar ve Ezra Pound’un sözleriyle “aklın sözcükler arasındaki dansı“ başlar. Öküzün A’sı, sözellik ile okuryazarlık arasında doğal bir süreklilik olduğunu ve ancak sağlan sözel köklere sahip insanların gerçek okuryazar olabileceğini savunuyor. Oyunla, neşeyle bağdaştırılmamış bir okuma-yazma öğretiminin hedefi bulamadığını/bulamayacağını gösteriyor. Okuryazarlığın gelişimini alfabenin bulunmasından günümüze kadar mitoloji, teoloj, tıp, eğitim ve edebiyat gibi çok farklı alanlardan verdiği örneklerle sergileyen Sanders, günümüzde okuryazarlığın karşı karşıya olduğu sorunları geniş bir bağlamda ele almayı başarıyor. Çocuklar evde aileyle, özellikle de anneyle aralarındaki bağların gevşemesinden dolayı gerçek sözelliği ve dolayısıyla okuryazarlığı yaşayamıyor artık. Toplumsal doku değişirken sokak çeteleri çarpıtılmış yeni bir kabile düzeni kurarak ailenin yerini almakta. Okuryazarlığa baş kaldıran gençler, yeni; fakat farklı bir sözellik sürecine giriyor. (Tantıım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.
Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.