Verbum sapienti sat est ya da dilimizdeki ifadesiyle “arif olan anlar“. Neden âlim olan değil de ârif olan? Anlamada arif olanın âlim olana bu üstünlüğü nereden kaynaklanır? Anlama melekesini kazandırmak bakımından “ilim“ (scientia) insanı nerede bırakır? “İrfan“ (sapientia) nereden alır, nereye götürür? Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine’de okuma etkinliğinin düşünme ve yazmayla ilişkisi irdelenmiş ve bu ikisinin uygun şekilde beslenmesi için seçerek okumanın lüzumu, her ikisinin de düşünmeye mutlak bağlılığı vurgulanmıştı. Burada ise sözünü sakınmazlığından rahatsız olmak yerine artık özellikle arar olduğumuz filozofun zaviyesinden böyle bir seçicilikten yoksun okumanın insanı nereye götüreceği bütün çıplaklığıyla ortaya konulmaktadır. Ve günümüz dünyasında sırf hakikat aşkıyla ve öğrenme tutkusuyla okuyanlarla okuduklarıyla bir yerlerde olmayı ya da görünmeyi arayan okuyanların durumu: “Dolayısıyla edebiyat tarihine bakanlar göreceklerdir, bilgiyi ve şeylerin iç yüzünü sezip anlamayı kendilerine gaye edinmiş olanlar, kıymetleri bilinmemiş ve yüz çevrilmiş olarak kalırken, bu tür şeylerin safi görüntüsüyle ortalıkta caka satıp gösteriş yapanlar bu yoldan boğazlarını doyurdukları gibi, çağdaşlarının hayranlıklarını da kazanırlar.“ (Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.
Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.