“Kendini yanılgılara yönelten koşulları değiştirebilmesi için insanın önce bu koşulları doğuran yanlışlıkları yok etmesi gerekir.”
Freud da böyle bir tanımlama yapabilirdi. Marx’ınkine benzer bir cümle, psikanaliz teorisini kullanarak tedavi uygulayan bir bilim dalı için çok uygun bir slogan olurdu. Gerçek kavramını epeyce genişleten Freud’un en özgün yanı, gerçeğin bilinçli zihinle düşünülen ya da inanılan şey değil de, asıl düşünmek istenilmediği için bastırılan olgular olduğunu ortaya koymasıdır.
Onun buluşlarının büyüklüğü, gerçek sanılanların ötesindeki gizli ve üzeri örtülü olarak duran asıl gerçeğe nasıl varılacağının yöntemini göstermesinden kaynaklanır. Bir insanı iyi etmenin yolu, onun ruhsal yapısını anlayıp bastırma olayını yok etmekten geçer. Bunu deneysel çalışmalarıyla kanıtlayan Freud, gerçeğin iyileştirip kurtaracak tek yol olduğu ilkesini çalışmalarında (yani pratikte) uygulamıştır. Her ne kadar uygulamada bazı bozulmalara uğramış ve yeni yanılgılara yol açmışsa da bu ilke, onun insanlık tarihine yaptığı en önemli katkıdır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.
Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.