"Saltanat devrinin acılarını ancak sanatkarların kaleminden dinleye dinleye unutulmaz bir şekilde öğrenebiliriz. Halkın alnındaki bu karayazıyı daha şefkatle ve daha çabuk silmek için, geçen devrin hatıralarını ona unutturmak için, onun çektiği bu binlerce çilenin birer birer katıksız anlatılması gerekir. Sabahattin Ali Değirmen'deki hikayelerinde bu işi kusursuz yapmıştır." (Orhan Şaik Gökyay, 1935) "Bir kere şüphe yok ki S. Ali muhite dönük bir hikayeci. 'Nabzını kitlenin nabzı ile aynı tempoda attırmak' emelinde olan bir sanatçı. Üstelik kuvvetli bir müşahit. Sonra, müşahedelerine kendinden fazla bir şeyler katmamak azmi de kuvvetli. Hikayelerinde hep kendini silmek yolunu tutuyor." (Vedat Günyol, 1945) "Hikayecinin ilk yapıtlarından son yazdıklarına dek üzerinde durduğu en belirgin ana düşünü, toplumun bozuk gidişi, bu gidişin içinde yok olmak zorunda kalan insanların dramları. Nitekim "Değirmen", "Kurtarılamayan Şaheser", "Viyolonsel" gibi zaman zaman bir magazin hikayesinden öteye gidemeyen anlatıları bir yana bırakılırsa S.Ali insanları eşit düzeyde yükseltmeyi öngörmüştür her şeyden önce. Dolayısıyla döneminde Kenan Hulusi, Şükufe Nihal gibi yazarların pek hoşlandıkları süslü, betimli, aşırı duygusal anlatımlara girişmemiş; tersine, söyleyişten çok söyleneceğe önem vermiştir." (Selim İleri, 1969)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.
Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.